Ynt: Orhun Abideleri Üzerine
Türk Runik Harfli Metinlerdeki Mental Fiiller
Özen Yaylagül
Türk dilinin elde bulunan en eski yazılı belgeleri olan Türk Runik harfli metinlerden elde edilen mental fiiller dört grupta incelenecektir: 1) Duyu fiilleri; 2) Duygu fiilleri; 3) Anı ve uslamlama fiilleri; 4)Açıklama fiilleri. Aslında, ayrı gruplar altında verilen bu fiiller birbiriyle sıkı ilişki içinde olduklarından bunlar arasında kesin ayrım yapmak zordur.
Duyu fiilleri: Bu fiiller, mental etkinliğin gerçekleşmesi için gerekli olan girdilerin toplanması işlerini gösterir. Dolayısıyla idrak etme sürecinin (cognitive process) başlatıcılarıdır. “Temel ve Bileşik Duyular olmak üzere iki duyu tipi vardır. Temel duyular fizyolojik olarak değişik bölümlerin bir araya gelmesinden oluşmamış olan yalın duyular olup, belli bir alıcı tarafından alınıp belli bir iletici tarafından merkeze götürülürler. Buna karşılık, edinilmesinde değişik fizyolojik sistemlerin bir arada çalışması söz konusu olan duyular ise, bileşik (kompleks) duyulardır”. Türk Runik harfli metinlerden tespit edilen temel duyu fiilleri şunlardır: (e)ş(i)d- “işitmek”, tiŋla- “dinlemek, işitmek için kulak vermek”, tuy-“duymak”, kör- “görmek, bakmak; tâbi olmak, bağımlı olmak”. Bu fiiller içinde en sık kullanılmış olanı kör- fiilidir.
Kulak duyu organıyla ilişkili duyu fiilleri: Bunlar; (e)ş(i)d-, tiŋla- ve tuy-fiilleridir. Bunlardan (e)ş(i)d-ve tuy-, seslerin, konuşmacının istemi dışında veya konuşmacının özel bir katkısı olmadan kulağa ulaşması eylemini anlatırken, tiŋla-fiilinde seslerin alınabilmesi için dinleyicinin istemli bir hareketi söz konusudur. Her üç fiil de, 1., 2. ve 3. kişilerin bilgi süreci için işitsel kayıt işlemini gerçekleştirmesini anlatır. tiŋla-, (e)ş(i)d- ve tuy- eylemleri sırasında, dıştan gelen hava dalgaları, kulak zarı, kulak kemikçikleri, endolenf v.d. yoluyla Corti hücrelerine gelir ve mekanik uyarılmalar buradan elektrik impulsları hâlinde işitme sinirleri yoluyla ve Talamus’taki bir dağıtım istasyonu üzerinden temporal lob korteksine iletilir Böylece, işitsel kayıtlar, günün birinde kullanılmak üzere beyinde depolanır.
(e)ş(i)d- “işitmek” (S2D2)): Zarf-fiil ekleri alabilen ve kulakla bir şeyin varlığını algılamak, duymak anlamlarına gelen bu eylem, tiŋla- (<*tıŋla-) (T2INGL1A)“dinlemek, işitmek için kulak vermek” eylemiyle başlatılmaktadır. Emir 2. teklik kişi çekimiyle tespit edilen tiŋla- eylemi isimden türemiş (tiŋ+la-) bir fiildir. Buradaki tiŋ ismi Çincedeki t’ing “işitmek, dinlemek” kelimesiyle ilişkilendirilmiştir. Fakat d- ve art
ünlüler bu etimolojiyi zorlaştırır. Dil oluşumundaki işlevsel kuramlardan onomatopoetik kurama dayanarak tabiat taklidi tiŋ sesinden kaynaklanan bir isim olarak da düşünülebilir. Türk Runik harfli metinlerde tuy- (T1WY1) “duymak”fiili de kulak duyu organıyla ilişkili bir fiil olup belirli geçmiş zaman3 ve zarf-fiil4eklerini almış olarak tespit edilmiştir.
ol s(a)b(ı)g (e)ş(i)d(i)p sü yorıtd(ı)m (Ton. 1. taş K 11)
“Bu sözü işitince orduyu sevk ettim.”
ol s(a)bın (e)ş(i)d(i)p tün y(ä)mä ud(ı)sık(ı)m k(ä)lm(ä)z (ä)rti <kün y(ä)mä> ol(u)rs(ı)k(ı)m k(ä)lm(ä)z (ä)rti (Ton. I. taş D 5)
“Bu sözlerini işitince gece uyuyasım gelmiyordu, (gündüz)oturasım gelmiyordu.”
Yukarıda, duyu fiillerinin kognitif sürecin başlatıcıları olduğu belirtilmişti. (1) ve (2). cümleler bunu açıkça göstermektedir. (1). cümlede eşid- “işitmek” eylemini gerçekleştiren kişi, metinsel bilgiye göre Vezir Tonyukuk, bu eylemin gerçeklenmesinden sonra işittiği sözleri beyninde eski bilgi ve deneyimlerine göre
değerlendirmekte ve yeni bir eylem için karar verip bu yönde harekete geçmektedir. (2). cümlede de benzer bir durum söz konusudur. Yine konuşmacı eşid- “işitmek” eylemi ardından beyinde benzer bir değerlendirme yapmakta ve bu değerlendirme sonuçları onu huzursuz etmekte; buna bağlı olarak da gece uyuyamayan, gündüz yerinde oturamayan bir insan şeması çizmektedir. Yani, biz (2). cümleyle, konuşmacının, işittiği sözlerin ruhsal etkilerinden dolayı organik bedensel dengesinin bozulduğunu ve çözüm arayışı içine girdiğini söyleyebiliriz ki bu da beyindeki bir dizi etkinliğe işaret etmektedir.
Göz duyu organıyla ilişkili duyu fiilleri: Aynı kökten gelen kör- ve görme organı adına +lä- isimden fiil yapım ekinin eklenmesiyle oluşmuş köz+lä- fiilleri göz duyu organıyla ilişkili yegâne duyu fiilleridir. Belki, ileri dil aşamasının göstergesi sayılabilecek, aynı kökten gelen; fakat duyu fiili konumundan duygu fiili konumuna gelişmiş olan küz(ä)d- “korumak, kollamak, gözetmek” fiili de burada sayılabilir.Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılama ve seçmeyi anlatan kör- fiili, bir dizi mental etkinliği tetiklemektedir. Bundan dolayı da ileri dil aşamasında (metalinguistic) başka zihinsel anlamlar da kazanmıştır. Örneğin, Türk Runik harfli metinlerde “görmek, bakmak” temel anlamları yanında “tâbi olmak, bağımlı olmak, hizmet etmek” ve “zahmet çekmek” anlamlarıyla görülmekte, bugün Türkiye Türkçesinde ise “anlamak, sezmek, kavramak ve bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek, çok değer vermek” (Türkçe Sözlük 1988: 564) anlamlarında da kullanılmaktadır. Yine, Türk Runik harfli metinlerde yer alan kör- fiilinden -üş-fiilden fiil yapım ekiyle türemiş kör-üş- “görüşmek” fiili temel anlam olarak kör-“görmek” işinin birden fazla kişi tarafından karşılıklı olarak yapıldığını göstermektedir. Fakat Irq Bitig’de ileri dil aşamasının göstergesi olarak “bir araya gelmek, buluşup konuşmak, sohbet etmek” anlamlarında kullanılmıştır.
Türk Runik harfli metinlerde kör- fiiliyle anlatılan “tâbi olmak, bağımlı olmak, uymak, baş eğmek, itaat etmek” durumları Türkiye Türkçesinde dinlemek fiiliyle anlatılmaktadır. Dinlemek fiili “birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak” (Türkçe Sözlük 1988: 379) anlamlarına da gelmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi Türk Runik harfli metinlerde tiŋla- fiili de benzer bir anlamda, katıgdı tiŋla! (KT G2) örneğinde görüldüğü gibi “iyice dinleyip kavramaya çalışmak ve ona göre davranmak” anlamında da kullanılmıştır. (3). örnek, kör- “görmek” eylemiyle “anlamak, sezmek, kavramak” eylemleri arasındaki yakın ilişkiyi göstermesi bakımından ilgi çekicidir.
on ok bod(u)n (ä)mg(ä)k körti (KT D 19)
“On ok halkı ıztırap gördü” (=On ok halkı ıztırabın ne olduğunu anladı, sezdi, kavradı.)
Duygu fiilleri: Türk Runik harfli metinlerde duyguları gösteren çok sayıda fiil tespit edilmiştir: Bütünsel davranış tepki fiilleri içinde sayılabilecek ürk- “ürkmek”,kork- “korkmak”, (a)yın- “korkmak, sakınmak, çekinmek”, q(a)lyur- “hiddetlenmek kızmak”,öbk(ä)lä- “öfkelenmek” fiilleri ile olumsuz duygu fiillerinden sıgta- “yas tutmak, ağlamak”, yogla- “yas tutmak”, buŋ(a)d- “kederlenmek”, t(a)plama- “tasvip etmemek, hoş karşılamamak, beğenmemek, iyi veya güzel bulmamak; bir işi doğru veya yerinde bulmayarak kabul etmemek”, una-m(a)- “razı olmamak, uygun bulmamak, beğenmemek, benimsememek, istememek, kabul etmemek, memnun olmamak, ikna etmemek, tatmin etmemek”, k(a)rg(a)n- “ayıplamak”, ökün- “pişman olmak”, (ä)rt(i)n- “vazgeçmek”, b(ö)k-mä- “doymamak” ve olumlu duygu fiillerinden s(ä)b(i)n- “sevinmek”, ögir- “memnun olmak, çok sevinçli olmak”,m(ä)ŋilä-“neşelenmek”, t(a)pla- “arzu etmek, uygun bulmak”, küz(ä)d- “korumak, kollamak, gözetmek”, to- “doymak” fiilleri duygu fiilleri içinde değerlendirilebilir.
Bütünsel davranış tepki fiilleri: Türk Runik harfli metinlerden tespit edilen; ürk- “ürkmek”, kork- “korkmak”, añıt- “korkutmak”, (a)yın- “korkmak, sakınmak, çekinmek”, q(a)lyur- “hiddetlenmek, kızmak”, öbk(ä)lä- “öfkelenmek” fiilleri bu grupta değerlendirilebilecek fiillerdir.(a)ñ(ı)t- (N’YT1) “korkutmak, tehdit etmek” (BK D 41) ve (a)yın- (Y1IN1 IrkB 29) “korkmak, sakınmak, çekinmek” fiilleri (a)ñ-fiiline -(ı)t- ettirgenlik ve -ın- dönüşlülük ekleri getirilmesi yoluyla oluşmuştur. VIII. yüzyıla ait Türk Runik harfli metinlerinde görülen ñ sesinin Buddhist çevre metinlerinde y’ye, Maniheist çevre metinlerinde n’ye dönüştüğü bilinmektedir. (a)ñ(ı)t- eyleminde, eylemi gerçekleştiren kişi başka canlı/canlılarda bütünsel davranış tepkisi yaratmaya çalışırken;(a)yın- eyleminde, eylemi gerçekleştiren kişinin kendine dönen bir bütünsel davranış tepkisi söz konusudur. Bir tehlikeye karşı kaygı duygusu içine girme veya bulunmayı anlatan bu fiil, geçmiş yaşantılara bağlı olarak içinde bulunulan durumun kendi varlığını tehlikeye sokacağı düşüncesinden kaynaklanmaktadır. (a)ñ- fiilinden türemiş isimler de vardır: (a)ñ-(ı)g (Ton. I. taş K 10) “öfkeli”. Burada anlam kayması var gibi görünmektedir. Gerek korkmak gerekse öfkelenmek, birincil duygu tepkileri içinde yer aldığından böyle bir anlam kayması normal karşılanmalıdır.
Türk Runik harfli metinlerde aynı anlamla tespit edilen bir diğer fiil ek alımına bağlı olarak wKWR1wK ~wKWR1K1 olarak yazılan kork- “korkmak”, belirli geçmiş zaman 1. çokluk kişi17; belirsiz geçmiş zaman 3. teklik kişi; geniş zaman 1. çokluk kişi ve emir 2. teklik kişi çekimli olarak tespit edilmiştir. Yine, Türk Runik harfli metinlerde belirli geçmiş zaman çekimli olarak ve ürk- (ẄR2K2 ) “ürkmek” eylemi de diğer iki eylemle birlikte, psikolojide, Birincil Duygu Tepkileri (Primary Affective Reactions) içinde yer alan Bütünsel Davranış Tepkilerinin sözel ifadesidir. “Herhangi bir durum kişi için tehdit edici ve tehlikeli olarak algılandığında ona karşı ilk beliren ürkme davranışının hemen ardından korku veya öfke tepkisi gelir”. Eylemi gerçekleştiren kişi, geçmişte içinde bulunulan duruma benzer bir durum içinde bir tehlikeyle karşılaşmış veya bir başkasının böyle bir durum içinde bulunduğunu öğrenmiştir.
Olumsuz duygu fiilleri: Bütünsel Davranış Tepki Fiilleri, tehdit edici ve tehlikeli olarak algılanan bir durum karşısında kişinin ilk anda verdiği tepkileri gösterirken bu grupta değerlendirilecek olumsuz duygu fiillerinde daha uzun bir mental süreç söz konusudur.Türk Runik harfli metinlerden elde edilen olumsuz duygu fiillerinden bazılarında olumsuzluk anlamı fiilin gövdesinde taşınmaktadır: sıgta- “yas tutmak, ağlamak”,yogla- “yas tutmak”, buŋ(a)d- “kederlenmek”, k(a)rg(a)n- “ayıplamak”, ökün- “pişman olmak”, (ä)rt(i)n- “vazgeçmek”, fiilleri bu tür fiillerdendir. Bu olumsuz fiilleri olumlu duruma getirmek olumsuzluk eki -mA-’nın eklenmesiyle sağlanır. İki olumsuzdan bir olumlu anlam çıkar mantığıyla -mA- olumsuzluk eki olumsuz duygu fiilindeki
olumsuzluğu ortadan kaldırmaktadır. Bazı fiiller ise, aslında olumlu oldukları halde olumsuzluk eki -mA-’nın eklenmesiyle olumsuz hale getirilmiştir. Bu fiiller: una-m(a)- “razı olmamak, uygun bulmamak, beğenmemek, benimsememek, istememek, kabul etmemek, memnun olmamak, ikna etmemek, tatmin etmemek”, t(a)pla-ma- “tasvip
etmemek, hoş karşılamamak, beğenmemek, iyi veya güzel bulmamak; bir işi doğru veya yerinde bulmayarak kabul etmemek”, b(ö)k-mä- “doymamak” fiilleridir. Bu eylemleri gerçekleştiren kişi, beyindeki eski kayıtlar ışığında, karşılaşılan yeni durumu değerlendirmekte ve kendisi için olumsuz olduğu duygusuna kapılmaktadır.
Olumsuz duygu fiillerinin çoğu, başkaları tarafından gözlemlenebilecek çıktılar sunmaktadır. Bu fiillerden biri olan sıgta- (S1IG1T1A) “yas tutmak, ağlamak” fiili belirsiz geçmiş zaman 3. kişi ekiyle çekimlenmiş olarak tespit edilmiştir. Yine aynı anlamlı yogla- (Y1WG1L1A) “yas tutmak” (KT D 4, BK D 5) fiiliyle bir arada da görülür: sıgtam(ı)ş yogla-m(ı)ş (KT D 4, BK D 5). Her iki eylem de, eylem gerçekleştiricisi dışındaki kişilere eylemin gerçekleştiğine dair ipuçları sunmaktadır (örneğin, göz yaşları). Ölüm veya başka bir felâketten doğan acıyı belirten davranışlarda bulunmayı
anlatan bu eylemler dışında buŋ(a)d- “kederlen-” eylemi de buŋ(a)d-ıp “kederlen-ip” (Ton. I. taş K 2) biçiminde olumsuz bir duyguya işaret etmektedir. Cümlede metinsel bilgiye göre, Az ülkesine seyahat eden ordu büyük zorluklarla karşılaşır. Metinde bu zorluklar anlatıldıktan sonra geçen bu cümlede, karşılaşılan zorluklardan uzaklaşma amacıyla yeni bir eyleme doğru yöneltiş söz konusudur.
buŋ(a)d(ı)p k(a)g(a)n y(ä)lü kör t(e)m(i)ş (Ton. I. taş K 2)
“Sıkılıp kağan “Sürün atları!” demiş”
k(a)rg(a)n- (K1R1G1N1) “ayıplamak”, k(a)rg(a)- fiilinin dönüşlü biçimi olup geniş zaman 3. teklik kişi çekimli olarak tespit edilmiştir. Toplumun ahlâk kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranıştan dolayı, bu eylemi gerçekleştiren kişi
veya kişilere karşı olumsuz duygu geliştirmek, bazan bunu sözlü olarak veya davranışlarla da ortaya koymayı anlatır. Lânetlenme anlamı da vardır. Kişinin pişmanlık sebebiyle kendini lânetlemesi de söz konusu olabilir.
ökün- (ẄK2N2) “pişman olmak” fiilinin, zarf-fiil ekli24 örnekleri yanında emir 2. teklik kişi ve belirli geçmiş zaman 2. çokluk kişi ekli çekimleri de tespit edilmiştir. Yapılan bir işin yanlış veya uygunsuz sonuç verdiğini anlamayı ve üzülmeyi ifade eden bir fiildir. Türk Runik harfli metinlerde, hitap edilen/edilenlerin pişman olup
sürdürdükleri davranıştan vazgeçmeleri yolunda öğütler yanında , artık geri dönülmez bir adım atmış olmalarından dolayı pişmanlığın faydasız olduğunun, bu yüzden artık eskiye dönük pişmanlığı bir yana bırakıp geleceğe bakmak gerektiğini anlatan örnekler de vardır. Bu eylem (ä)rt(i)n- “vazgeçmek” eylemiyle birlikte de
kullanılmıştır: (ä)rt(i)n ökün (BK D 19). (ä)rt(i)n- (R2T2N2), önce istenen şeyin artık istenmez olması, uslamlama sonucunda varılan kararın eski bilgiye dayalı olarak aslında olumlu sonuçlar doğurmayacağının düşünülmesiyle önceki karardan dönülmesini anlatan bir eylemdir.
türük bod(u)n (ä)rt(i)n ökün (BK D 19)
“Türk halkı (bu huyundan) vazgeç (ve) nadim ol!” “Geçmiş işe pişmanlık yok.”
Olumsuz duygu fiillerinden biri de t(a)pla-m(a)- (T1PL1M) “tasvip etmemek, hoş karşılamamak, beğenmemek, iyi veya güzel bulmamak; bir işi doğru veya yerinde bulmayarak kabul etmemek” fiilidir. Belirli geçmiş zaman 3. teklik kişi çekimli olarak tespit edilmiştir: t(a)pla-m(a)-dı (ä)r(i)nç “onaylamadı şüphesiz” (BK D 35). una- “razı olmak, uygun bulmak, beğenmek, benimsemek, istemek, kabul etmek, memnun olmak, ikna etmek, tatmin etmek” eyleminin olumsuz biçimi una-m(a)- da maNu işaretiyle istenmedik durumları gösterir: una-m(a)ŋ “razı olmayın” (Ton. I. taş K 11).
Olumlu duygu fiilleri:Türk Runik harfli metinlerden tanıklanabilen;s(ä)b(i)n- “sevinmek”, ögir- “memnun olmak, çok sevinçli olmak, herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duymak”, m(ä)ŋilä- “neşelenmek”, t(a)pla- “arzu etmek, uygun bulmak”, küz(ä)d-“korumak, kollamak, gözetmek”, to- “doymak” olumlu duygu fiilleridir. Bu fiiller bazan yan yana kullanılarak olumlu duygunun pekiştirilmesi yoluna gidilebilir.
Türk Runik harfli metinlerde sık sık s(ä)bin- ve ögir- fiillerinin birlikte kullanıldığı görülmektedir.
s(ä)bin- ve ögir- eylemleri, duyu organları yoluyla alınan duyumların beyinde değerlendirilmesiyle eylemi gerçekleştiren kişi için olumlu ve hoşa giden bir durum olarak algılanması sonucunda ortaya çıkan bir
davranışı göstermesi açısından çıktı eylem olarak da değerlendirilebilir. Cümlede Türk beylerinin sevinmeleri bir dizi mental eylemin gerçekleşmesini gösterir. Türk Beylerinin zihninde, Bilge Kağan’la ilgili olumlu düşünceler bulunmakta ve Onun iyi bir yönetici olacağını varsaymaktadırlar. Bilge Kağan’ın tahta çıkmasından sonra onun üstün önderlik nitelikleriyle ülkeyi içinde bulunduğu kötü durumdan kurtaracağı beklentisi içinde, olumlu duygular içine girmişler ve bunu da dışa vurmuşlardır. Daha önce üzüntüyle yere bakan gözler bu kez sevinçle göğe doğru bakmaktadır.
ol(u)rtuk(u)ma ölt(ä)çiçä s(a)k(ı)n(ı)gma türük b(ä)gl(ä)r bod(u)n
[ö]g(i)r(i)p s(ä)b(i)n(i)p toŋ(ı)tm(ı)ş közi yügg(ä)rü körti (BK D 2)
“(Tahta) oturduğumda, ölecekmiş gibi düşünceli olan Türk beyleri
(ve) halkı kıvanıp sevinip yere eğilmiş gözleri yukarıya baktı.”
Yine sevme, beğenme, onaylama duygularıyla ilişkilendirilebilecek küz(ä)d-“korumak, kollamak, gözetmek” fiili de bu grupta değerlendirilebilir. dzük işaretiyle gösterilen ve kör- mental eylemiyle ilişkili bu eylem daha ileri bir dil aşamasını göstermektedir: kül tig(i)n(i)g küz(ä)dü ol(u)rt[(u)m] (KT B 1) “(Kardeşim Kül Tigin ölesiye yitesiye hizmet ettiği için, Türk Bilge Hakan mülküne kardeşim) Kül Tigin’i gözeterek, hükümdar (olarak) oturdum” Kör- eylemi mental eylem sürecinin başında yer alırken küz(ä)d- eylemi sonuca giderken dikkate alınan bir eylemdir. Başka bir ifadeyle kör- girdi eylem olarak düşünüldüğünde küz(ä)d- mental süreçte daha ileri bir aşamada yerleştirilebilir.
Amaca erişildikten sonra amaca yönelmiş davranış yoğunluğundaki azalmayı anlatan ve to- (T1W) “doymak”, to-s(ı)k (KT G 8, BK K 6) (āçs(ı)k to-s(ı)k KT G 8) ve onun muhtemelen edilgen biçimi tod- “doyurulmak”: tod-s(a)r (KT G8, BK K 6) da bir duygu fiilidir. Bir nesneye karşı isteğin kalmaması, isteği
kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak; tatmin olmak anlamlarına gelmektedir.Bütün örnekleri olumsuzluk eki almış olan bök- “doymak” fiiline karşılık to- fiilinin olumsuzluk eki almış örneği tespit edilmemiştir.
Anı ve uslamlama fiilleri: Duyma eylemleri yoluyla elde edilen girdinin beyinde yerleştirilmesi, saklanması ve bu yolla gerektiğinde daha ileri uslamlama için çağrılmasını anlatan bir bölük eylem bu grup içinde değerlendirilebilir. Türk Runik harfli metinlerden elde edilen; bil- “bilmek”, u- “muktedir olmak, yapabilmek, edebilmek”, unıt- “unutmak”, sakın- “düşünmek, kaygılanmak”, ö- “düşünmek, akıl etmek, bilmek, anımsamak”, aŋla- “anlamak, tanımak”, (a)r- “aldatmak”,y(a)ŋ(ı)l-“yanılmak”, az- “şaşırmak, yoldan çıkmak”, kiŋşür- “kışkırtmak, aleyhe tahrik etmek”fiilleri bu grupta değerlendirilecektir. Anı fiilleri bellekle ilişkilidir. Bellek, öğrenme gibi doğa içinde yaşamımızı sürdürebilmemiz için çok gerekli bir öğedir. Her yaşantı daha sonraki yaşantılar üzerinde bir etkide bulunmaktadır. Öğrenme yeni bir şeyler edinmeye yönelik bir süreçken, bellek öğrenilen şeyleri kendinde tutma ve ilerde kullanmak için gereklidir. Bellek geçmişin sürekli etkinliğidir.
Türk Runik harfli metinlerde toplumsal belleğin göstergesi olan fiillere sıkça rastlanır. Bunlar içinde kullanım sıklığı en fazla olan lib işaretiyle gösterilen B2IL2 bil-fiilidir. Bu sık kullanım, bilgiye verilen değeri gösterir. Sık sık bilgili kişiler övülür ve bu eylem öğütlenirken ((a)ŋ(a)r körü bil(i)ŋ “ona bakarak bilin ~ onu görerek öğrenin”), bil(i)g bilm(ä)z kişi “bilgisiz kişi” (KT G 7) eleştirilmekte ve küçük görülmektedir. bil-“bilmek” eylemi bir dizi mental etkinlikten sonra oluşan bir eylemdir. Bu etkinliklerden önce gelenler, işitmek, görmek gibi duyu etkinlikleridir.
Türk sir bod(u)n y(e)rintä idi yor(ı)m(a)zun us(a)r idi yok kış(a)l(ı)m tir m(ä)n. (Ton. 1. taş G 4-G 5)
“Türk Sir halkı, ülkesinde asla gelişmesin. Başarabilirsek, tümüyle yok edelim, derim.”
u-fiilinin olumsuz şekli olan u-m(a)- “muktedir olmamak, yapamamak, edememek” de metinlerde tespit edilmiştir: it(i)nü y(a)r(a)tunu u-m(a)-duk “kendini düzene sokup örgütlenememiş” (KT D 10);
in(i)m kül tig(i)n k(e)rg(e)k boltı öz(ü)m s(a)k(ı)nt(ı)m körür köz(ü)m körm(e)z t(e)g bil(i)r bil(i)g(i)m bilm(e)z t(e)g boltı öz(ü)m s(a)k(ı)nt(ı)m öd t(e)ŋri (a)ys(a)r kişi oglı koop ölg(e)li törim(i)ş(a)nça s(a)k(ı)nt(ı)m közde y(a)ş k(e)ls(e)r tida köŋ(ü)lte sıg(ı)t k(e)ls(e)r y(a)nt(u)ru s(a)k(ı)nt(ı)m k(a)t(ı)gdi s(a)k(ı)nt(ı)m (e)ki ş(a)d ul(a)yu in(i)ygün(ü)m ogl(a)n(ı)m b(e)gl(e)r(i)m bod(u)n(u)m közi k(a)şı y(a)bl(a)k bolt(a)çı tip s(a)k(ı)nt(ı)m (KT K 10-11)
“Kardeşim Kül Tigin vefat etti. Kendim yas tuttum. Gören gözlerim görmez gibi, eren aklım ermez gibi oldu. Kendim
düşünceye daldım. Zaman Tanrısı buyurunca insan oğlu hep ölümlü yaratılmış. Öyle düşündüm. Gözlerimden yaş gelse engel olarak, gönülden feryat gelse geri çevirerek yas tuttum. Çok yas tuttum. İki şad başta olmak üzere kardeşlerimin, oğullarımın, beylerimin (ve) halkımın gözleri kaşları berbat olacak deyip düşündüm.”
söylemde, konuşmacının zihinsel etkinliği, s(a)k(ı)n- “düşünmek” fiiliyle açıkça ortaya çıkıyor. Konuşmacı, içinde bulunduğu şartları beyninde gözden geçiriyor ve bir yargıya varıyor. Bu beyin etkinliğinin yerini tutan ‘işaretler’ (‘signs’) MπXS S1K1NTM s(a)k(ı)n-t(ı)m “düşündüm” olup, diğerleri tarafından algılanan mesajın yüklendiği fiziksel taşıyıcıdır. Konuşmacı (Bilge Kağan), kardeşinin (Kül Tigin) ölümü üzerine kendi iç dünyasına kapanıp bir dizi düşünme eylemi gerçekleştiriyor. Bir taraftan, ölümün bütün insanlar için kaçınılmaz son olduğu gerçeğini kendine hatırlatarak üzüntü duygusunu hafifletmeye çalışırken diğer taraftan bu ölümün kendisi ve halkı üzerinde yaratacağı olumsuzlukları da düşünmeden edemiyor. Burada ayrıca üzüntü gibi bazı olumsuz duyguların duyu eylemleriyle uslamlama gibi ileri mental etkinlikleri nasıl olumsuz etkilediğini deBilge Kağan’ın ağzından öğreniyoruz: körür köz(ü)m körm(e)z t(e)g bil(i)r bil(i)g(i)m bilm(e)z t(e)g boltı.
Anlam ve bilgiyi taşıyan işaretlerin sosyal özellikleri vardır. Düşünmek yukarıda da belirtildiği gibi dışardan gözlemlenebilecek bir hareket değildir. Mental fiillerden bazılarında, konuşmacı duygu ve düşünceleri dışında diğer kişilerin gözlenen duygu ve düşüncelerinin de ifade edilebildiğini görüyoruz. Bir kişinin düşünüp
düşünmediğini başka biri kesin olarak bilemez. Bu yüzden 2. ve 3. kişili çekimlerde düşünmek eyleminin gerçekleştiğini kesin olarak belirtmek mümkün değildir ve bu tür ifadeler daha öznel (subjectif) ifadelerdir. Fakat (13 ve 14). söylemlerde düşünme eylemini gerçekleştiren kişinin bunu belirtiyor olması düşünme işinin kesin olarak
gerçekleşmiş olduğunu ortaya koymaktadır. Söylem toplumsal belleğe işaret etmesi açısından da dikkat çekicidir.
Sonuç: Türk Runik harfli metinlerde sıkça karşılaşılan mental fiiller bilgi kipliğiyle (epistemic modality) yakından ilgilidir. İnsanın geçmiş deneyimleri onun duygu ve düşünce sistemini etkilemektedir. Bundan dolayı yukarıda beş aşamada gösterilen düşünce sisteminin 2., 3. ve 4. aşamaları farklı şekillenmekte dolayısıyla 5. aşama, yani çıktılar da farklılaşmaktadır. Toplumsal yaşam biçimlerinin ise, bu deneyimlerin oluşması ve şekillenmesinde önemli etkisi bulunmaktadır. İncelenen fiiller, bize eski Türk toplumunun duygu ve düşünce yapısıyla ilgili bilgi de vermektedir. Ana-babaya saygı ve deneyimli büyüklerin öğütlerini dinlemek; bilgiye değer vermek, akıllı ve bilgili insanlara saygı duyulması ve yönetim kademelerine getirilmesi; yani liyakat esasına dayalı yükselme; eyleme geçmeden önce dikkatlice düşünme, olumsuz ve olumlu yanlarını değerlendirme; yöneticilerin bir eyleme girişmeden önce
başkalarının konuyla ilgili düşüncelerini almaları ve bu düşünceler doğrultusunda hareket etmeleri; toplumun ahlâk kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranıştan kaçınma, bu tür eylemleri gerçekleştiren kişi veya kişilere karşı olumsuz duygu geliştirme, bazan bunu sözlü olarak veya davranışlarla da ortaya koyma gibi eski Türk toplumunun yaşam tarzıyla ilgili ipuçları, mental fiillerin içinde yer aldığı
söylemlerden çıkarılabilir.
Türk Runik harfli metinlerden tanıklanabilen mental fiillerden bazıları temel anlamları dışında anlamlar da kazanmışlardır. Bu durum, bazan kök halindeki kelimenin deyim aktarması (metaphor) veya ad aktarması (metonymy) yoluyla yeni bir anlam kazanmasıyla, bazan da isim veya fiil köklerine isimden fiil yapan ekler veya fiilden fiil yapan eklerin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Özellikle, düşünce süreci içinde girdi fiiller olarak yer alan duyu fiillerinin anı ve uslamlama fiilleri yerine veya bu anlamı verecek biçimde kullanılması, ileri dil aşamasına (metalinguistic) işaret etmektedir. Bu nedenle, Türk Runik harfli metinlerdeki dilin gelişmiş bir dil olduğu söylenebilir.
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 2 . Sayı 1 . Mart 2005
(Makale kısaltılmıştır.) Makalenin tümü için
' TıkLa'