Ebussuud Efendi (ayrıca Hoca Çelebi olarak da bilinir, tam adı Mehmet Ebussuud el-İmadidir) 30 Aralık 1491'de İskilip'te doğmuş ve 23 Ağustos 1574'de İstanbul'da ölmüş, Osmanlı Devleti'nin zirveye vardığı dönemde Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim'e şeyhülislamlık yapmış din ve devlet adamıdır.
Akkoyunlu Devleti'nin son dönemlerinde Uzun Hasan tarafından bir arada İstanbul'a gönderilmiş ve Fatih Sultan Mehmet tarafından hürmetle alıkonulmuş olan iki alimin (Mustafa İmadi ve Ali Kuşçu) torunudur; babası Musafa İmadi'nin oğlu ve II. Beyazıt'ın gözde alimlerinden olan Mutasavvıf Muhyiddin Mehmet (Şeyh Yavsi; türbesi İskilip'tedir), annesi de Ali Kuşçu'nun kızıdır.
Önce babasından, sonra da Müeyyedzade Abdurrahman Efendi ile Karamanlı Seyyit Süleyman'dan ders almıştır. 1516'da İnegöl İshak Paşa Medresesi'ne müderris olarak atanmış, 1520'de bu görevinden alınmıştır. Kısa süre sonra Davut Paşa Medresesi, 1522'de Mahmut Paşa Medresesi, 1525'te Gebze Medresesi, ertesi yıl Bursa Medresesi ve 1528'de de İstanbul Fatih Medresesi (sahn-ı seman medresesi)müderrisliklerine getirilmiştir. 1533'te önce Bursa, sonra da İstanbul kadısı olmuştur. 1537'de Rumeli kazaskerliğine terfi etmiştir. 1545'te şeyhülislamlığa getirilmiş ve ölümüne dek (yaklaşık 30 yıl) bu görevde kalmıştır. Eyüpsultan Mezarlığı'nda, adıyla anılan Dar-ül Hadis'in bahçesindedir.
Osmanlı şeyhülislamları arasında daha çok verdiği fetvalarla tanınan Ebussuud Efendi, özellikle Batmiliği benimseyen mutasavvıflara karşı koymuştur.
Ebussuud Efendi'nin Türkçe, Farsça ve Arapça 20'den fazla eseri bulunmaktadır. Bunlann en ünlüsü İrşadü'l-Akli's-Selim ila Mezaya'l-Kurani'l-Azîm adlı Arapça Kuran tefsiridir. Ünlü fetvaları ise Şeyhülislam Ebusuud Efendi Fetvaları (1972, yay. haz. E. Düzdağ) adı altında derlenerek yayımlanmıştır. Ebussuud Efendi ayrıca şiir de yazmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman'ın manzum bir beyitle, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki meyve agaçlarına zarar veren karıncaların itlafının dinen mümkün olup olmadıgını sorduğu,
“Dirahta ger ziyan etse karınca Günah var mıdır anı kırınca?”
beyitine karşılık olarak yazdığı, ünlü,
“Yarın Hakkın divanına varınca, Süleyman’dan hakkın alır karınca.”
beyiti onundur.
ALINTIDIR.
Ebusuud Efendi ile ilgili bir anekdot okumak için tıklayınız.
Akkoyunlu Devleti'nin son dönemlerinde Uzun Hasan tarafından bir arada İstanbul'a gönderilmiş ve Fatih Sultan Mehmet tarafından hürmetle alıkonulmuş olan iki alimin (Mustafa İmadi ve Ali Kuşçu) torunudur; babası Musafa İmadi'nin oğlu ve II. Beyazıt'ın gözde alimlerinden olan Mutasavvıf Muhyiddin Mehmet (Şeyh Yavsi; türbesi İskilip'tedir), annesi de Ali Kuşçu'nun kızıdır.
Önce babasından, sonra da Müeyyedzade Abdurrahman Efendi ile Karamanlı Seyyit Süleyman'dan ders almıştır. 1516'da İnegöl İshak Paşa Medresesi'ne müderris olarak atanmış, 1520'de bu görevinden alınmıştır. Kısa süre sonra Davut Paşa Medresesi, 1522'de Mahmut Paşa Medresesi, 1525'te Gebze Medresesi, ertesi yıl Bursa Medresesi ve 1528'de de İstanbul Fatih Medresesi (sahn-ı seman medresesi)müderrisliklerine getirilmiştir. 1533'te önce Bursa, sonra da İstanbul kadısı olmuştur. 1537'de Rumeli kazaskerliğine terfi etmiştir. 1545'te şeyhülislamlığa getirilmiş ve ölümüne dek (yaklaşık 30 yıl) bu görevde kalmıştır. Eyüpsultan Mezarlığı'nda, adıyla anılan Dar-ül Hadis'in bahçesindedir.
Osmanlı şeyhülislamları arasında daha çok verdiği fetvalarla tanınan Ebussuud Efendi, özellikle Batmiliği benimseyen mutasavvıflara karşı koymuştur.
Ebussuud Efendi'nin Türkçe, Farsça ve Arapça 20'den fazla eseri bulunmaktadır. Bunlann en ünlüsü İrşadü'l-Akli's-Selim ila Mezaya'l-Kurani'l-Azîm adlı Arapça Kuran tefsiridir. Ünlü fetvaları ise Şeyhülislam Ebusuud Efendi Fetvaları (1972, yay. haz. E. Düzdağ) adı altında derlenerek yayımlanmıştır. Ebussuud Efendi ayrıca şiir de yazmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman'ın manzum bir beyitle, Topkapı Sarayı'nın bahçesindeki meyve agaçlarına zarar veren karıncaların itlafının dinen mümkün olup olmadıgını sorduğu,
“Dirahta ger ziyan etse karınca Günah var mıdır anı kırınca?”
beyitine karşılık olarak yazdığı, ünlü,
“Yarın Hakkın divanına varınca, Süleyman’dan hakkın alır karınca.”
beyiti onundur.
ALINTIDIR.
Ebusuud Efendi ile ilgili bir anekdot okumak için tıklayınız.