TÜRK ADI NIN ANLAMI
Türk sözcüğünün aslı "türümek" eyleminden gelmektedir. Bu eylemden türetilmiş, kişi ve insan anlamında törük ve hece düşmesiyle "Türk" sözcüğü ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten yörük adını almışlardır. Türk sözcüğü, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manalarında kullanılmaktadır. Türk kelimesinin yazılı olarak kullanıldığı bilinen en eski kaynak M.Ö 1328 yılına ait Çin kaynaklarıdır.
Orta Asya'ya dayanan bazı kaynaklarda Türk kelimesi "gökten gelen" manasında kullanıldığı da görülmektedir.
Türk kelimesinin anlamı konusunda, bazı İslam kaynaklarında Türk ve terk kelimelerinin imla benzerliğine dayanılarak Türkler, Kaf dağının ardına terk edilmiş bir kavim olarak açıklanmıştır. Sui-şu adlı Çin kaynağında Türklerin yaşadıkları ülkedeki miğfer biçimindeki dağla ilgili olarak adlandırıldıklarını belirtilmektedir. A.Vambery, Türk kelimesinin türe fiilinden -k ekiyle "türemiş" olduğu görüşündedir.
Kaşgarlı Mahmut, Türk adının Türklere Allah tarafından verildiğini ve bu kelimenin "gençlik, olgunluk ve kuvvet, kudret çağı" anlamına geldiğini söyler. Ziya Gökalp, töre-türe kelimesinden -k ekiyle yapılmış ve "töreli, nizamlı ve yasa ile düzenlenmiş kavim" anlamına gelen ad olduğunu kabul eder.
F.W.K. Müller, Uygur metinlerinde Türk kelimesinin "kuvvet ve güç" anlamındaki erk kelimesiyle yan yana anlamı kuvvetlendirmek için kullanıldığını söyler. Von Le Coq, Türk kelimesinin "güç ve kuvvet" anlamı taşıdığını açıklar. W. Thomsen ile Gyula Nemeth bu görüşü benimser. L. Bazin ise kelimenin türe fiilinden geldiğini kabul ederek Vambery'e katılır; aynı zamanda kelimenin "güç ve kuvvet" anlamı taşıdığını söyleyerek de diğer dilcileri destekler; Kaşgarlı Mahmut'tan da ilham alarak Türk kelimesinin Törük > Türük > Türk biçiminde değişime uğrarken anlam bakımından da "türemiş, gelişmiş, gelişip olgunlaşmış" şeklinde geliştiği görüşünü benimser.
Türk sözcüğünün aslı "türümek" eyleminden gelmektedir. Bu eylemden türetilmiş, kişi ve insan anlamında törük ve hece düşmesiyle "Türk" sözcüğü ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten yörük adını almışlardır. Türk sözcüğü, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manalarında kullanılmaktadır. Türk kelimesinin yazılı olarak kullanıldığı bilinen en eski kaynak M.Ö 1328 yılına ait Çin kaynaklarıdır.
Orta Asya'ya dayanan bazı kaynaklarda Türk kelimesi "gökten gelen" manasında kullanıldığı da görülmektedir.
Türk kelimesinin anlamı konusunda, bazı İslam kaynaklarında Türk ve terk kelimelerinin imla benzerliğine dayanılarak Türkler, Kaf dağının ardına terk edilmiş bir kavim olarak açıklanmıştır. Sui-şu adlı Çin kaynağında Türklerin yaşadıkları ülkedeki miğfer biçimindeki dağla ilgili olarak adlandırıldıklarını belirtilmektedir. A.Vambery, Türk kelimesinin türe fiilinden -k ekiyle "türemiş" olduğu görüşündedir.
Kaşgarlı Mahmut, Türk adının Türklere Allah tarafından verildiğini ve bu kelimenin "gençlik, olgunluk ve kuvvet, kudret çağı" anlamına geldiğini söyler. Ziya Gökalp, töre-türe kelimesinden -k ekiyle yapılmış ve "töreli, nizamlı ve yasa ile düzenlenmiş kavim" anlamına gelen ad olduğunu kabul eder.
F.W.K. Müller, Uygur metinlerinde Türk kelimesinin "kuvvet ve güç" anlamındaki erk kelimesiyle yan yana anlamı kuvvetlendirmek için kullanıldığını söyler. Von Le Coq, Türk kelimesinin "güç ve kuvvet" anlamı taşıdığını açıklar. W. Thomsen ile Gyula Nemeth bu görüşü benimser. L. Bazin ise kelimenin türe fiilinden geldiğini kabul ederek Vambery'e katılır; aynı zamanda kelimenin "güç ve kuvvet" anlamı taşıdığını söyleyerek de diğer dilcileri destekler; Kaşgarlı Mahmut'tan da ilham alarak Türk kelimesinin Törük > Türük > Türk biçiminde değişime uğrarken anlam bakımından da "türemiş, gelişmiş, gelişip olgunlaşmış" şeklinde geliştiği görüşünü benimser.