Bilim ve Sanat
Bilim
İlk Türk devletlerinden günümüze ulaşan yazılı eser ve belge az olduğundan Türklerin bilim alanındaki çalışmaları hakkında fazla bilgi sahibi değiliz. Ancak, Türklerin Oniki Hayvanlı Türk Takvimi’ni yapmaları astronomi bilimiyle ilgilendiklerini ve bu alanda ilerlediklerini göstermektedir.
Uygurlar Dönemi’nde kitapların matbaada basılması, Çin ve Hint eserlerinin Türkçeye tercüme edilmesi, Türklerin bilimsel ve kültürel çalışmalara önem verdiklerinin kanıtıdır. İlk Türk devletleri döneminde bilim adamlarına önem verilmiştir. Hükümdarlar bilgili kişilerden danışman olarak yararlanmışlar, onlara çalışma ortamı hazırlamışlardır.
Sanat
Türklerin yaşam tarzı sanatlarına da yansımıştır. Göçebe hayat süren Türklerde sanat eserleri, genellikle küçük ve kolay taşınabilir eşyalardır.
Türkler eşyalar üzerine pars, kurt, kaplan, kuş, geyik ve at gibi hayvanların şekillerini işlemişlerdir. Buna Türk resim sanatında -hayvan üslubu- adı verilmiştir.
Maden işlemeciliği Türklerde milli sanat haline gelmiştir. Ayrıca dokumacılık da gelişmiştir. Altay ve Orhun bölgesinde yapılan kazılarda halı ve kilim örneklerine rastlanması, Bizans’a gelin giden Hazar prensesi Çiçek’in üzerindeki çiçek desenli Türk elbisesinin Bizans’ta çok beğenilmesi ve Çiçek’in adıyla moda olması, Türklerde dokumacılığın geliştiğini göstermektedir.
Uygurlara kadar Türkler göçebe yaşadıklarından dolayı büyük mimari eserlere rastlanmamıştır. Uygurların yerleşik hayata geçmesiyle evler, tapınaklar, saraylar ve şehirler kurulmaya başlanmıştır.
Uygur mimarisinde Manihaizm ve Budizm dinlerinin etkisi görülmüştür. Uygurlarda mimarinin yanı sıra heykelcilik ve resim sanatları da gelişmiştir. Uygur minyatürleri Moğollar ile İslâm dünyasının kültürlerine girmiş ve İslam sanatı üzerinde etkili olmuştur.
Levent Konyar Hocamız'dan alıntıdır.
Bilim
İlk Türk devletlerinden günümüze ulaşan yazılı eser ve belge az olduğundan Türklerin bilim alanındaki çalışmaları hakkında fazla bilgi sahibi değiliz. Ancak, Türklerin Oniki Hayvanlı Türk Takvimi’ni yapmaları astronomi bilimiyle ilgilendiklerini ve bu alanda ilerlediklerini göstermektedir.
Uygurlar Dönemi’nde kitapların matbaada basılması, Çin ve Hint eserlerinin Türkçeye tercüme edilmesi, Türklerin bilimsel ve kültürel çalışmalara önem verdiklerinin kanıtıdır. İlk Türk devletleri döneminde bilim adamlarına önem verilmiştir. Hükümdarlar bilgili kişilerden danışman olarak yararlanmışlar, onlara çalışma ortamı hazırlamışlardır.
Sanat
Türklerin yaşam tarzı sanatlarına da yansımıştır. Göçebe hayat süren Türklerde sanat eserleri, genellikle küçük ve kolay taşınabilir eşyalardır.
Türkler eşyalar üzerine pars, kurt, kaplan, kuş, geyik ve at gibi hayvanların şekillerini işlemişlerdir. Buna Türk resim sanatında -hayvan üslubu- adı verilmiştir.
Maden işlemeciliği Türklerde milli sanat haline gelmiştir. Ayrıca dokumacılık da gelişmiştir. Altay ve Orhun bölgesinde yapılan kazılarda halı ve kilim örneklerine rastlanması, Bizans’a gelin giden Hazar prensesi Çiçek’in üzerindeki çiçek desenli Türk elbisesinin Bizans’ta çok beğenilmesi ve Çiçek’in adıyla moda olması, Türklerde dokumacılığın geliştiğini göstermektedir.
Uygurlara kadar Türkler göçebe yaşadıklarından dolayı büyük mimari eserlere rastlanmamıştır. Uygurların yerleşik hayata geçmesiyle evler, tapınaklar, saraylar ve şehirler kurulmaya başlanmıştır.
Uygur mimarisinde Manihaizm ve Budizm dinlerinin etkisi görülmüştür. Uygurlarda mimarinin yanı sıra heykelcilik ve resim sanatları da gelişmiştir. Uygur minyatürleri Moğollar ile İslâm dünyasının kültürlerine girmiş ve İslam sanatı üzerinde etkili olmuştur.
Levent Konyar Hocamız'dan alıntıdır.